top of page

Chile'de Santiago Sonrası

  • Yazarın fotoğrafı: Ümit Nuri ACAR
    Ümit Nuri ACAR
  • 6 Ağu 2021
  • 3 dakikada okunur

Santiago'dan ayrıldıktan sonra ilk bir hafta yola adapte olma ve yolda bazi belirli rutinler oluşturmaya başladık. Öğle sıcağında bir gölge bulmak icin öğleye doğru bakınmaca, akşama doğru çadır için yer kovalamaca, hafif tepelerden sonra sakin yolda yavaşça süzülerek devam ediyoruz derken ilk amansız yokuşla tanıştık. Çık çık bitmiyor, ben içimden heralde Everest'e felan çıkıyoruz diye geçiriyorum. Öyle ağam şaham bişey de değil 200 300 m var ya da yok ama yokuşun ortasında düşünüyorum nedir bunun eğimi, merdiven mi çıkıyoruz diye. Dinlenmeye durduğumuz yokuşun ortasında, anlıyorum o tepeye kadar sakin sakin hafif iniş eğimi olan 20 30 km yol gelmiştik. Öyle böyle çıktığımız yokuşun inişinde çadır kurup bir gün konaklayacağız ayni anda bakınıyorum kalacak yerlere.

Arkamızda bıraktığımız Peñaflorun mezarlığı geliyor aklıma. Babama burda heralde bir park var dinlenelim diye girmeye 2 bir kaç belgeyle girip sonradan mezarlık olduğunu anladigimiz bir Park. Parque del Recuerdo Padre Hurtado. Fotoğrafları ekleyeceğim yanliz bende ufak bir neden sorusu oluşmaya başladı. Bir mezarlığın bu denli düzenli

ve ihtişamlı bir çiftlik gibi düzenlenmesi hem beni cook mutlu etti ve hem de bir çok soruyla birlikte beni oyalamaya başladı. Bana ilk okul döneminde Polatli'da 4 5 yıl kaldigim Tarim İsletmesi Genem Müdürlüğüne ait çiftliği hatırlatmıştı.


Şimdi can havliyle çıktığımız yokuşu bin bir heyecanla bir o kadarda dikkatli ve yavaşça iniyoruz ama nasil bir mutlulukla anlatamam. Los patos diye bir küçük kasabanın halka açık yüzme havuzu olduğunu öğreniyorum marketten. Nerelerde çadır kurabiliriz derken bir anda kendimi ücretsiz havuzlu bir piknik alanında çadır kurarken buluyorum. Sabah yola da ufak bir yüz eden sonra çıkarız diye geçiriyorum aklımdan ve rotayı toparlamaya koyuluyor aklim. Kafamızda anayoldan uzakta sahilere inip ordan ana yola yakin daglara tırmanıp tekrar sahilere inerek Osorno cevresine kadar ulaşmak.


San Antonia yaklaşıyoruz ve burada kalacağımız "La Casa De Ciclistas" evini "Warmshowers" uygulamasından buluyoruz. Gönüllü bisikletleri ağırlayan bir ev ve bu ev benzeri ayni isimlerde farklı ülkelerde evler mevcut güney amerikada. Bisikletli gezginleri belirli bir süre ağırlayan teknik anlamda ihtiyaçları ve dinlenmeleri için yardımcı olan evler ve gönlü bol güzel insanlarla sohbet muhabbet edebileceğiniz bir ev diyebilirim. Biz San Antonio ilerlerken yolda yanmış araçlar ve protestolar devam ediyor. Ayni protestoları Santiagodan ayrılmadan önce de denk gelmiştik. Bu konuyu biraz açayım istiyorum.




Santiago'nun Estación Central bölgesinde bir buçuk yıla yakin kış dönemlerinde yoğun hareketliliğin olduğu bir depoda çalıştım. Belki İstanbul'a kapalı çarşı yoğunluğunda insan kalabagili olan bir caddenin arka bahçesinde bir depoda. Herkes herseyi satıyor yolda ve bir bohça bezi üzerinde gözleri polisi görünce topluyorlar. Yoğunluk Çin ürünleri, ikinci

el veya çalıntı mallar. Yerler çöp, köpek dışkısı. Buram buram üçüncü gün kullanılan yağ kokusu, gözünüze ilişen soygun manzaraları. Ayni cadde üzerinde 4, 5km yol alınca insan kalabalığı seyrekleşiyor ve gözünüze bir kaç park, çevresi düzenlenmiş ağaçlar, bir nebze de olsa temiz yollar ve cumhuriyet binası. Salvador Allendenin evi diye dramatik bir espriyle anılan ve bana hep hüzün veren meşhur bina. Bu bölge daha çok sehrin iş merkezileri, bankaları, yakınına kurulan büyük şehir pazarı ve orta halli geçinen insanların hayatlarını devam ettirdiği tarihsel bir bölge. Ayni caddenin sonlarına doğru çok daha geniş parklar, daha temiz ve camdan plazalar, daha seyrek ama gene oraya buraya koşuşturan bu sefer takim elbiseli bir kitle. Kimi kahvesinin daha sıcak olmasından dert yanıyor kimi güneşin bu gün çok sıcak veya havanın daha soğuk olmasından. Özünde bir cadde üzerinde chile gerçekliğini çok net görebilirsiniz Santigo'da. Sınıf ve gelir farkı ciddi anlamda con fazla bir ülke. Çok fazla kişinin hayatta kalmak için savaşmak zorunda kaldığı ve çok bir kitlenin hayatta ne yapacağı konusunda sıkılmaktan boğulduğu bir girdap gibi. Ben Santigo'da derinden hissettiğim Kapitalizmin, iyi veya kötü beni ilgilendirmez, tavana en sert şiddetiyle hatta tavanı kırıp taşma arzusuyla vurduğu bir şehir. Bu bir noktada patlak veriyor ve halk iştahlıca anarşizm duygusuyla devlete ve kendisini sömüren her ne varsa bütün araçlarına saldırmaya başlıyor. Bu süreci de gene en yumuşak şekilde geciştirildiğini düşünüyorum. Esnetiliyor, bir kaç polis, devlet veya özel sektör binaları kurban edilip yavaşça halk sakinleştirilip yeni anayasa için bin bir taklalı süreç başlıyor. Şu an da bildiğim kadarıyla Chile ülkesinde haklarını arayan Maphuce yerlilerinden olan birisinin anayasayı düzenleyecek heyetin yönetimine seçilmişti. Bu nedenle yollarda yanmış araçlar, plazaları yanan firmalar, protestolar, gaz bombaları ve sokak savaşlarına denk geliyoruz kalabalık yerleşim yerlerinde. Biz bu hengamenin içinde yol amaya çalışıyoruz.



San Antonia'da dinleneceğiz, bir iki gün sonra tekrar yola koyulup aşağıya doğru sahilden Tacna varmaya çalışacağız. Arada Pichilemu gibi surf dalgaları ile turistleri ağırlayan ve fabrika kirliliği ile bölge halkını rahatsız eden küçük bir kasaba.






 
 
 

Comments


Featured Posts
Henüz bu dilde yayınlanmış bir yazı yok
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Recent Posts
Search By Tags
Follow Us
  • LinkedIn Social Icon
  • Instagram Social Icon
  • Facebook Classic
  • Twitter Classic
Follow Us
  • LinkedIn Sosyal Simge
  • Instagram
  • Facebook Sosyal Simge
  • Twitter Classic
bottom of page