Motivasyonum Nedir ?
- Ümit Nuri ACAR
- 1 Eyl 2024
- 3 dakikada okunur
Yolculuğun benim için en güzel yanı her zamankinden farklı ve zor bir rutine giriyor olmam olduğunu düşünüyorum. Mesela fiziksel ve psikolojik bir terapi ihtiyacım varsa kesinlikle bisikletle uzun bir yolculuğa çıkmam gerektiğini hissediyorum. Her zamankinden farklı ve bir o kadar da zorlu bir düzine girmek ve bu rutini yapmak zorunda olmak beni her şeyden uzaklaştırıyor, yenilenmemi sağlıyor. Bir çok olayı ve gerçekliği tekrardan bir tiyatro koltuğunda izliyormuş hissi veriyor. Mesela her gece çadırı kurmak, uyku tulumunu açmak, sabah her şeyi yeniden toplamak yola koyulmak. Böyle bir rutin bana her şeyden yabancılaşmanın ve olaylara, durumlara dışarıdan bakabilmenin özgürlüğünü katıyor.
El Chalten den ayrılırken aklımda chile geçip Willa O'Higgins'e ulaşmak var. Son vapurun olduğu son günü bekliyorum, en son trenin son vagonundaki son koltukta yer almak istiyorum. Geçmem gereken "Lago de Desierto" gölü orda öylece beni bekliyor. Neredeyse günde 10 veya 20 km sürerek geliyorum vapurun kalktığı yere. Tabi planladığımız olayların elbette ki sorunları olacaktır, planların en güzel yanı yaşanacak olan sorunlar hakkında öngörüde bulunmak ve buna göre hazırlık yapmak değil midir ?
Vardığımda fery iptal edildiğini ve son ferry'nin kalkmış olduğunu öğreniyorum. Bu benim icin 12km trekking yolunu bisikletimle geçmek zorunda olmam demek. Kışa giriyoruz, yağmur ve kar beni bekliyor; bisikletimle ve ona ait olan 65 kg yükle birlikte 12 km treking yolculuğunu nasıl yaparım diye düşünüyorum. Bu yolculuk için yanımda 5 günlük yiyecek var. Yani süre olarak da sınırlı bir zamanım var. Bazen seviyorum böyle zorlu şartları, beni hayatta tutuyor.
Bisikletimi ve 9 ayrı çantasını ayırıp her bir kilometre için iki veya alabilirsem üç çantayı sıralayıp 5 günde bitiririm diye düşünüyorum. Günde 15 ile 20km arası trekking yapabileceğimden eminim bunu da aralıksız 4 gün yapmışlıgım vardır. Bisikletle ilk defa deneyeceğim. Okuduklarıma göre kimse bu trekking rotasını bisikletle önermiyor. Bende mecburiyetten yapmak zorunda kalmasam cidden girmezdim. Görünüşe göre her bir km için 5 tur yapmam gerekiyor çantalardan ve bisikletten dolayı. 12 km yol benim için toplamda 60km yola dönüşüyor. Daha önce sirt çantasıyla yaşadığım bir tecrübe ilk defa bisikletle deneyeceğim.
İnsanların rekabete bakış açısı hakkında hic bir zaman yeteri kadar tecrübe edindiğime emin olamam. Sadece öğrendiklerim bana insanlarla rekabet etmenin insanları tatmin ettiğini, lakin doğayla rekabet ettiğimde kendimi tatmin ettiğimi yaşayarak öğrendiğimi söyleyebilirim. Doğaya karşı kaybetigimde kendimde bir eksiklikten çok sınırlarımı yeniden keşfetmiş olduğumu hissediyorum. İnsanlarla rekabet ettiğimde ise insanlarin özellikle kalabalik çoğunluğun bana olan tebrikleri bir noktadan sonra beni onların benden talep ettiği bir hayata doğru sürüklediğini tecrübe ettim. Buna en güzel örneği para ile olan ilişkimizi verebilirim. Para kazanmak için rekabete girdiğimde bir noktadan sonra paranın beni yönettiği bir hayatta kendimi hapsedilmiş hissediyordum. Bu bana toplumsal veya sosyal kriterlerin sadece beni daha kontrol edilebilir ve yönetilebilir kılmak için bir yöntem olduğundan çok daha eminim.
Bu 12 km trekking yolcuğumda fiziksel ve psikolojik sınırlarımla tekrar tanışıyorum. Ağlıyorum ve hatta "burada ölmeyecegim" dediğimi defalarca hatırlıyorum. Belki buranın zorluğunun çok yüksek olmasından dolayı değil ama benim şartları olabildiğince zorlaştırmamdan dolayı böyle bir durumdayım. Trekking sonunda Arjantin jandarmasına ait bir kulübeye en son gücümle ulaşıyorum. Karlı, soğuk ve normalde inanilmaz güzel bir günü her yerim ıslanmış, buz tutan elbiselerle titreyerek karşılamak beni pek de mutlu etmiyor. Ufak bir tanışma ve muhabbet sonrası anladığım tek şey sınır kapısının hava şartları nedeniyle kapanmış olması. Sürprizler, planlar ve hissettiklerim. O an tek istediğim yeteri kadar yaşadığım ve ölmek için en uygun zamanın olduğuna eminim. Sadece yok olmak için bekliyorum ve cidden fiziksel olarak sınırlarımı zorluyorken piskolojik olarak sanki bir okyanusun dibinde karanlık ve sonsuz bir dibe doğru çöktüğüme eminim. Bana önerilen tek seçenek geldiğim yolu aynı sekilde dönmem isteniyor. Bu neredeyse imkansız çünkü ne yiyeceğim ne de giyeceğim var. Sakin olmak hayatta öğrendiğim en değerli davranışlardan biri olsa gerek. Sakin olup beklemem gerekiyor. Dinlenmem ve biraz kendimle zaman geçirmem gerekiyor. Böyle de oluyor işlerin yoluna girmesi ve olayların düze çıkması için.
Belki şans belki de birilerinin hep bana bir yardım eli uzatmasından diyebiliriz lakin hayat sen ona ne sunarsan onu sunuyor sana. Ben hayata her zaman karşılıksız iyilikler sunmayı babamdan öğrendiğim gibi hayatta bana her zaman beni yolda tutacak iyiliklerle ödüllendirildi. Her zaman duyduğum gibi, iyilik çevresinde iyiliği barındırır, binlerce kez kötülük hakimiyetinde acılar çeksen ve kaybettiğinden defalarca kez emin olsan bile iyi düşünceler iyi hisler ve güzel duygular tıpkı karda açan bir çiçek gibi benzer hislerle geri sana dönecektir.
Comments