top of page

LAGO ARGENTINO

  • Yazarın fotoğrafı: Ümit Nuri ACAR
    Ümit Nuri ACAR
  • 21 Tem 2024
  • 2 dakikada okunur

Rüzgarlı başlıyor yol, bazen arkadan bazen önden esen yani kafa rüzgarı dediğimiz o nalet rüzgarlı bir yolculuk. Hiç rüzgara denk gelmem kış soğunu kabul edersem diyordum ama pek de öyle değil. Yine de bazı günler rüzgarlı. Olabildiğince sakin başladığım el chalten yolculuğumun her zaman ki gibi beklemedigim sürprizlerle dolu olması beni yola daha da motive ediyor. Laguna Argentino kıyısı olan El Chalafate ayrılırken şu gölün diğer kıyısına da bir ziyaret edeyim dedim. Gölün diğer yakası bir kaç köy evi dışında pek bişey yok gibi görünüyor. Köy evi derken bu evler hakkinda biraz yazayım istedim. "Estancia" adıyla anılan büyük arazilerin kontrolü için günlük yaşamlarını sürdüren kişiler buralarda kalıyor. Arjantin bölgesinde estancialar o kadar büyük ki bu arazilerin sahipleri kaç hayvanı olduğundan ciddi anlamda haberdar olamıyor. Genelde bu arazilerin sahipleri bu evlerde kalmıyor. Bu arazilere bakıcılık yapan kisiler aileler veya Patagonia icin kovboy diyebileceğimiz gaucho'lar göz kulak oluyor. 



Bende bu estancilarin birine Lago Argentino'nun kıyısında ve baya büyük 3 veya 4 evi olan bir yere denk eldim. Su ve kalacak yer soracaktım beni yan evlerden birine davet etti. Evin içi hala eski ahsap zenim ve göme dolaplarla duruyor. O kadar büyük ki sanki eski bir malikiyane havası esiyor. İki mutfak iki banyo kocaman salon ve yüksek tavan. Etrafinda da irili ufaklı bir kaç ev ileride kocaman bir depo. Belli buralarda çok şey yaşanmış zamaninda sorayım diyordum ama sonradan aklıma geldi bu estancialarin genelde hepsi böyle. 


1890-1930 döneminde Arjantin ciddi anlamdaki çok büyük bir ekonomik güç olduğunu okumuştum. Bu dönemde ve hatta bundan sonraki ikinci dünya savaşı döneminde dünyanın her yerinden ciddi yatırımlar aldığı pek de düşünülebilir. Belki savaştan kaçanlar kendi hallerinde sakinlik arayanlar veya ekonomik anlamda bir firsat görenler böyle şehirlerden uzakta kendi istedikleri gibi kendi kasabalarıni yapmış olabilirler. Bundan bazi estancialar da rus esintileri bazıları Alman tabloları bazıları İtalyan mimarisine sahip. 






Bir sonraki sapak ise Lago Videlma'ya kıyısı olan bir yol. Tam yol sapağında beni La Leona diye bir hostel, restorant ve müze karışımı bir yer karşılıyor. Çok güzel ve şirin bir yer. Böyle bir yerin içerisinde ufak bir müzenin de olması beni cok mutlu ediyor. Burda bir gün dinlenip yola devam ediyorum. Bilindiği gibi yol beni bekler. . .

 
 
 

Yorumlar


Featured Posts
Henüz bu dilde yayınlanmış bir yazı yok
Yayınlanan yazıları burada göreceksiniz.
Recent Posts
Search By Tags
Follow Us
  • LinkedIn Social Icon
  • Instagram Social Icon
  • Facebook Classic
  • Twitter Classic
Follow Us
  • LinkedIn Sosyal Simge
  • Instagram
  • Facebook Sosyal Simge
  • Twitter Classic
bottom of page